5 Nisan 2019 Cuma

Ufak tefek notlar...










    İnsan dört bir tarafı çevrelenmiş şekilde yaşar. Doğumdan başlar aslında özgürlüğümüzün kısıtlanması. Bu her ne kadar bizi koruma amaçlı olsa da aslında gelecekteki bizi şekillendiren bir durum oluverir.
  Büyümeye başladığımızdan itibaren devamlı bir şeyler yapmak zorunda kalırız ya da bırakılırız. Sosyal bir varlık olduğumuz için diğer insanlarla aklımız ermeye başlar başlamaz bir arada olmaya itiliriz. 4-5 sene boyunca ana-baba kucağında bağımlı yaşayan çocuklar 6 yaşında birden kendisini kendi akranlarıyla okul denen yerde buluverir. Burası toplumda nasıl davranması gerektiğini,  belirli kuralları, bazı sosyal- sayısal- manevi konuları öğreneceği yerdir. Aile çocuğunu alır ve devlet tarafından sistemi oluşturulmuş okullara bırakır. Aslında insanın macerası burada başlar. Bu maceranın başladığı yer (eğer illa da böyle bir yer olma mecburiyeti varsa) olabilecek en  iyi şekilde geliştirilmiş bir sistemin var olduğu yer olmalı.
  Peki, bu ülkedeki sistem nasıl? Biz nasıl bir sistemde büyüdük ve eğitim gördük? Ve şuan ki çocuklar özgür birer birey olma yoluna çıktıkları bu kurumlarda nasıl yetişiyorlar? Bizlere özgür, düşünüp- tartışabilen, sorgulayan, üreten bir birey olma yolu ne yazık ki açılmıyor. Sadece içine bir sürü bilgi yüklenmiş birer bilgisayar gibiyiz ve bu aşırı bilgi yüklenimi bizim bir süre sonra bozulmamıza ve sistemimizin çökmesine neden oluyor. Senelerimizi, en üretken olduğumuz yıllarımızı sadece kendimize gereksiz bilgiler yükleyerek harcıyoruz. Bizlerde ne sorgulama bilinci gelişiyor, ne hak- hukuk, ne özgürlük… Ufak dünyalara hapsedilmeye zorlanıyoruz. Bazılarımız para yardımı ile, bazılarımız aile desteği ile, bazılarımız ise kendi başına bu kabukları kırıyor, kırmaya çalışıyorlar. En fazla zorlananlar ise potansiyelini çıkarmak için hiçbir desteğe sahip olmayanlar oluyor.
  Kısacası böyle bir sistem var olduğu sürece bu sistemi reddedenlerin (ben ve benim gibi düşünenler) yapabileceği tek şey bu kendi içlerinde zorbalıkla yaratılmış ve ‘’biz ‘’ gibi hissettirmeyen o kişiye olabildiğince karşı gelmek ve kendi yönümüzü çizip, isteklerimiz doğrultusunda hareket etmek olacaktır.






Come gather 'round people Wherever you roam And admit that the waters Around you have grown And accept it that soon You'll be drenched to the bone If your time to you is worth savin' Then you better start swimmin' or you'll sink like a stone For the times they are a-changin' Come writers and critics Who prophesize with your pen And keep your eyes wide The chance won't come again And don't speak too soon For the wheel's still in spin And there's no tellin' who that it's namin' For the loser now will be later to win For the times they are a-changin' Come senators, congressmen Please heed the call Don't stand in the doorway Don't block up the hall For he that gets hurt Will be he who has stalled There's a battle outside and it is ragin' It'll soon shake your windows and rattle your walls For the times they are a-changin' Come mothers and fathers Throughout the land And don't criticize What you can't understand Your sons and your daughters Are beyond your command Your old road is rapidly agin' Please get out of the new one if you can't lend your hand For the times they are a-changin' The line it is drawn The curse it is cast The slow one now Will later be fast As the present now Will later be past The order is rapidly fadin' And the first one now will later be last For the times they are a-changin'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İvan İlyiç'in Ölümü

    İvan İlyiç'e ölmek mi acı veriyor yoksa ‘’doğru’’ yaşadığını sandığı hayatını ‘’yanlış’’ yaşadığını düşünmeye başladığı andan itibar...