Yazar: Okakura Kakuzo
Çay hakkında hiç düşündünüz mü? Peki, yaşamımız da bu kadar
yeri olan bir içeceğin bir felsefesi olabileceği hiç aklınıza geldi mi? İlk
ortaya çıktığı yer de yani Uzak Doğu’da bazen bir felsefenin ötesine geçip
yaşam biçimi halini alabildiğini tahmin eder miydiniz?
Evet, ben de ‘’Çayname’’ isimli bu kitabı okuyana dek ‘’ bu kadarını’’ tahmin edemezdim. Şimdi biraz
da ‘’bu kadarını’’ dediğim kısmı sizlere açmak istiyorum. Çay bizim
kültürümüzde de mühim bir yere sahip. İnsanları birbirine bağlayan, sohbeti
koyulaştıran, hatta uğrunda buluşulan içeceğin çok ötesinde bir kültür timsali.
Bu yüzden bu bilgilerin ilginizi çekeceğini düşünüyorum.
Kitap 7 ayrı başlık altında toplanmış;
·
İnsanlığın Fincanı
·
Çay Ekolleri
·
Taoculuk ve Zen
·
Çay Odası (SUKİYA)
·
Sanattan Anlamak
·
Çiçekler
·
Çay Ustaları
‘’Çayizim, dünya gailesinin iğrenç
gerçekliklerinin arasındaki güzelliğe hayran olma temeline dayalı bir külttür.’’
On beşinci yüzyılda Japonlar bir estetizm
dini içerisinde çayı yüceltmişlerdir. Fakat sadece estetizm de değil çünkü çay
felsefesi gerek ahlakla, gerek dinle, gerekse insana ve doğaya olan bütün bakış
açımızla birebir ilintilidir.
Çay, temizliğe özendirdiği için hijyendir;
karmaşık ve pahalı olandansa basit olanın içindeki rahatlığa işaret ettiği için
ekonomidir; evreni kavramaya yönelik olan duygumuzu tanımladığı için ise manevi
geometridir. Çay aslında temelde Doğu’nun esas demokrasi anlayışını temsil
eder.
Kitapta Japonya’nın uzun zaman boyunca
dünyaya kapalı kalmasının aslında kendi kültürüne ne kadar faydalı olduğunu
görüyoruz. Çünkü ülkenin kendisi ve insanların alışkanlıkları, giysileri ve
mutfağı, porselenden tutun vernik sanatına, resme, edebiyata kadar her şey bu
durumun etkisinde kalmış. Japon köylüleri bu esnada çiçek düzenleme
tekniklerinde ustalaşmış, bu izole hal yatak odalarının zarafetinin içine kadar
işlemiş.
Kitabı okurken daha önceleri de ilgilimi çeken bir
ayrıntının bilgisine ulaştım. Çay fincanları ile ilgili.
Tang Hanedanlığı’nda; kutsal porselen yeşimin mükemmel
gölgesini yaratmaya çalışırken güneyin mavi, kuzeyin beyaz sırıyla ortaya
çıkmıştır. Luwuh’a göre beyaz renk çayın pembemsi ve lezzetli gözükmesine neden
olurken mavi renk içeceğe ekstra yeşillik kattığından çay fincanı için ideal
renktir.
Biraz da çay odalarından yani Sukiyalardan bahsedelim.
Sukiyalar barakadan veya bir kulübeden farklı değildir. İlk bağımsız çay odası on altıncı yüzyılda
yapılmıştır. Sukiya beş kişiden fazlasını almayacak biçimde düzenlenmiş bir çay
odasından, çay sunumunda kullanılan gereçlerin odaya getirilmeden önce
yıkandıkları bir ön odadan(midsuya), konukların çay odasına girmeden önce
çağrılana kadar bekledikleri bir revaktan ve burayı çay odasına bağlayan bir
bahçeden oluşur.
Çay odasında tekrarlama korkusu sürekli mevcuttur. Odanın
dekorasyonunda kullanılacak objeler öyle seçilmelidir ki, hiçbir desen, hiçbir
renk tekrarlanmamalıdır. Odada sahici bir çiçek varsa, bir çiçek resmi
bulunamaz. Eğer yuvarlak bir çaydanlık kullanıyorsanız, sürahiniz köşeli
olmalıdır. Siyah sırlı bir çay fincanı siyah boyalı bir çay kutusuyla
kullanılmamalıdır. Tokonamaya (çiçek köşesi) bir vazo ya da tütsülük yerleştirirken, tam
merkeze koymamaya özen gösterilmelidir; aksi takdirde boşluk iki eşit parçaya
ayrılmış olur.
SUKİYA
Gördüğünüz gibi çay bu toplumda kutsal bir pozisyonda ve
yaşamın içine, felsefesine tamamen sızmış vaziyette. Kitabın dikkat çekici
kısımlarından bilgiler vermeye çalıştım bu yazıda. Daha ayrıntılı bilgi edinmek
için okumanızı tavsiye ederim.
Birkaç tarihi bilgi;
· Avrupa’da çayla ilgili ilk yazılı kayıtlara 879
yılından sonra Kanton’da ki belli başlı gelir kaynaklarının tuz ve çaydan alınan
gümrük vergileri olduğunu iddia eden bir Arap gezginin ifadelerinde rastlandığı
söylenmektedir.
· 1610 yılında Hollanda’ya ait Doğu Hindistan Şirketi’nin
gemileri ilk çayı Avrupa’ya getirmiştir.
·
İngiltere çay ile 1650 yılında tanıştı ve ondan ‘
Tüm doktorların onayladığı bu mükemmel Çin içeceğine Çinliler Tcha ve diğer
milletler de Tay ya da Tee adını veriyorlar’ diye söz etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder